Türkiye, Mersin ilinde inşa edilen “Akkuyu” nükleer santralini açmaya hazırlanıyor. Ülkenin ilk nükleer enerji projesi olan bu tesisle birlikte Türkiye, enerji güvenliği ve ekonomik bağımsızlıkta yeni bir döneme giriyor. Türk–Rus ortaklığıyla ve 2000’den fazla yerel şirketin katılımıyla yürütülen proje, bugün ilk reaktörün işletmeye alınmasına çok yaklaşmış durumda. Diğer reaktörlerin ise her biri birer yıl arayla devreye alınması planlanıyor ve dört ünitenin tamamlanmasıyla süreç tamamlanacak.
Elektrik ihtiyacının %10’u
Santral tam kapasiteyle çalıştığında, yılda yaklaşık 35 milyar kilovatsaat elektrik üretecek. Bu miktar, Türkiye’nin toplam elektrik ihtiyacının %10’unu karşılamaya yetecek. Tek başına bu oran, ülkenin elektrik üretiminde doğal gaz ve kömür ithalatına bağımlılığını azaltacak; böylece cari açık ve bütçe açığının en önemli nedenlerinden biri olan enerji faturasını düşürecek.
Ekonomik kazanımlar rakamlarla
Tahminlere göre santral, Türkiye’nin enerji ithalat maliyetlerinden yılda yaklaşık 4 – 5 milyar dolar tasarruf sağlayacak. Bu rakamın büyüklüğünü göstermek için:
- 2024 yılında bütçe açığı yaklaşık 55 – 60 milyar dolar oldu.
- 2025’te açığın 45 milyar dolar civarına düşmesi bekleniyor.
Başka bir ifadeyle, yalnızca Akkuyu’nun sağladığı tasarruf, mevcut bütçe açığının yaklaşık %10’una denk geliyor. Bu nedenle Akkuyu, yalnızca enerji sektörüne değil, kamu maliyesine, Türk lirasının istikrarına ve devletin borçlanma ihtiyacının azalmasına da doğrudan etki edecek stratejik bir proje niteliği taşıyor.
Yerel ve teknik boyut
Dolaylı kazanımlardan biri de projedeki yerlilik oranının beklentilerin üzerine çıkmasıdır. 2000 Türk şirketi yüklenici ve tedarikçi olarak görev aldı. Bu durum hem yeni istihdam alanları yarattı hem de teknik bilgi ve tecrübenin ülkeye kazandırılmasını sağladı. Böylece Türkiye’nin gelecekte nükleer teknoloji alanında kendi kapasitesini geliştirmesinin önü açıldı.
Ne zaman işletmeye alınacak?
Planlanan takvime göre ilk reaktör, 2025 yılı sonu veya 2026 yılı başında devreye girecek. Diğer reaktörler ise kademeli olarak hizmete alınacak ve 2028’de tamamı faaliyete geçmiş olacak. Böylece Türkiye, barışçıl amaçlı nükleer enerji üreten ülkeler arasında yerini alacak.
Uzun vadeli stratejik etkiler
- Bütçe üzerinde: Enerji ithalat faturasının azalmasıyla açığın %10 civarında düşmesi.
- Büyüme üzerinde: Ucuz ve istikrarlı enerji, Türk sanayisinin rekabet gücünü artırması.
- Bağımsızlık üzerinde: Dışa bağımlı doğal gaz ithalatının azalmasıyla enerji güvenliğinin güçlenmesi.
- Çevre üzerinde: Geleneksel enerji kaynaklarına kıyasla karbon salınımının azaltılması.
Sonuç:
Akkuyu Nükleer Santrali sadece bir enerji projesi değil; önümüzdeki on yıl içinde Türk ekonomisinin çehresini yeniden şekillendirebilecek bir kaldıraçtır. Hükümetin bütçe açığını kademeli olarak azaltma hedefi düşünüldüğünde, Akkuyu’nun devreye girmesi bu hedefe ulaşmada kritik bir unsur olacak; mali tasarruf ve stratejik istikrar sağlayacaktır.
Yazan: Abdülaziz Kaşifoğlu
Yatırım Danışmanı ve Ekonomi Analisti
Tartışmaya Katıl